Uçhisar'dan Göreme'ye bakış.
Göreme’ye tepelerden bakarken insanın içine yerleşen
şaşırtıcı sevincin nedeni benzersiz bir doğa önünde olduğunu sezmek fakat bunun
ne olduğunu henüz çözmemiş olmaktır.
Göreme’ye -yine benzersiz bir doğa parçası
olan- Uçhisar’dan kıvrıla kıvrıla inen yoldan bakmalı. Aşağıda bir yerde dünyada
benzeri olmayan o kasaba durur: Sivri sivri “dam”ları, kayadan oyma evleri ve
kayalık bir kaosun içindeki benzerlikleriyle Göreme peysajı büyüleyicidir.
Zamanım varsa ben hep bir yolunu bulup bu
baktığım yerlerden yürüyerek Göreme’ye doğru inerim. Bu yürüyüş beni Vasıl
Deresi’ne götürür ve sessiz doğanın kucağına bırakır. Kulağımı işgal eden
bütün seslerin dışına çıktığımı her defasında şaşarak fark ederim.
Durmuş Kadir Bazilikası
Yürüyüş yapmak yerine Uçhisar yönünden
gelip doğrudan Göreme’ye inersem, kasabaya girer girmez koca koca binalar büyüklüğündeki
peribacaları karşıma çıkar. Bunların bazısı kilise olarak oyulmuştur, Aziz Hieron
şapeli gibi. Bazıları da evdir, Hieron’un karşısındaki bir iki ev örneğin. Bunların
fazla benzeri yoktur, oturup incelemeli. Yürür, toprak yoldan aşağılara doğru
inerim. Çünkü buradaki kiliseler müze programında yeralanlar dışındadır ve
Durmuş Kadir’in bağındaki kilisenin dünyada tek olduğunu bilirim.
Durmuş Kadir Bazilikası ortadaki kürsüsüyle, mezar nişleriyle mimari bakımdan başka bir örneği olmayan tekil bir yapıdır. Herkes bilmediği halde viran haldedir; aslında herkes bilmesinden çok korkarım.
Göreme’nin ortasında Roma Çağı’na ait bir
kaya mezarı görülür, bu da Göreme’nin tarihsel bakımdan bu bölgenin hem çok
eski hem de kalabalık bir yer olduğunu gösterir. Bunu Zemi Deresi’ndeki, Açık
Hava Müzesi’ndeki ve Kılıçlar Vadisi’ndeki yerleşimleri de göz önüne alarak
rahatça söyleyebiliriz. Göreme Kapadokya’nın incisidir, midyenin kapanıp da tam
ortasında özenle koruduğu mücevher gibi.
Göreme’de akşam vaktinde ortalık
karardıktan sonra Uçhisar yönüne bakarak akşamı ederim. Özellikle beklerim bunu:
Çünkü Uçhisar, yukarıda ışıklar içinde uçan bir uzay gemisi gibi görünür. Bu
yanılsamayı, Uçhisar’ın alt tarafındaki vadilerin karanlığı yaratır.
Göreme çukurda olduğu için bütün kaya
oluşumları devasadır. Çünkü erozyon doğayı aşındırdıkça kaya oluşumlarının
“uçları” değil, gövdeleri açığa çıkmıştır. Bu da Göreme’nin eşsiz dokusunun
nedenidir.
Göreme Açık Hava Müzesi benzersiz kilise resimlerinin merkezidir. Tarihseverler buradaki iki kiliseyi
özellikle tanır: Tokalı ve Karanlık Kiliseler. Tokalı Kilise bu bölgenin en
yüksek sanatsal unsurlarını barındıran karma bir yapıdır, buna ise inci gibi
işlenmiş ama karma sanatsal özellikler içermeyen Karanlık Kilise eşlik eder.
Bütün Ortodoks kilise bezeme sanatını bu iki kilisedeki unsurlarla açıklamak mümkündür.
Vasıl Deresi Uçhisar'dan başlar, Göreme'ye kadar iner.
Göreme’de Zemi Deresi’nde yürüyüş yapanlar
doğanın şaka yapar gibi, Yunan çağı fallus maketlerini andıran, en az ellişer
metrelik dikitler oluşturduğunu görecektir. Bu da Göreme’deki peribacası
oluşumlarının farklarına işaret eder.
Göreme bölgesi toplam olarak çok çeşitli,
çok eski yapıların bileşkesidir. Bunlar, en eski çağlardan başlayarak on
dokuzuncu yüzyıla kadar oyula oyula şimdiki halini almıştır. Buradaki tarih,
yontma taş çağından bu yana üst üste binen katmanlar halinde açıklanır. Kaya
oyukları erken çağlarda kaya mezar, sonraki çağlarda keşiş hücresi, daha
sonraki çağlarda ev ve kilise olarak çeşitlenmiştir. Bu bölgedeki kiliselerin
çokluğu manastır yaşamının odağı olmasından gelir. Bu bilinmezse adım başı kilise yapmanın
mantığı anlaşılmaz. Buradaki kiliseler birer okul dersliği gibi düşünülmelidir.
Göreme’de güneş batmadan veya sabah erken
saatlerde yaptığım yürüyüşler hep Avanos yönüne doğrudur; oradan Güllüdere’ye
girer ve doğanın kucağında kaybolurum. Şunu asla unutmam: Orada kayboldukça
kendi içimdeki bir şeylerle karşılaşırım.
Her yolculuk içe doğru da yapılır çünkü.
OKURA NOT: Bu Göreme anımsayışının nedenini merak edenler, yakında yeni romanım Unutkan Ayna'da Nevşehir-Uçhisar arasındaki dünyayı derinden yaşayacaklar. Onları romanı okumadan önce olayın asıl mekânlarından birine götürmek istedim. Mart ayı içinde Unutkan Ayna, 1915 yılını anımsayarak geliyor.