Yapıtları






Uyku Ülkesi (2022, Roman)
"Bir toplumda rüyalarda görülenlerle yaşananlar arasında bir fark yoksa oranın adı Uyku Ülkesi'dir" mottosuyla raflara çıkan bu roman beyin kanaması geçiren bir kadın doktorun geçirdiği ameliyatlar sırasında uyuyup uyandıkça gördüğü düşleri not etmesi ve bir doktor arkadaşına yollamasının öyküsüdür. Yazarın bütün diğer romanlarından farklı olarak günümüzdeki bir distopyayı kadın kahramanın aracılığıyla anlatması yönünden benzersizdir.








Kurmacanın Yapısı (2022, İnceleme)
Hikaye anlatmanın üç çağını anlatan bu inceleme, kahraman ve karakter ayrımı yaparak bunların tarih içindeki değişimi temelinde öykünün yapısını ortaya koyuyor. Sinemadan tiyatroya, öyküden romana anlatıcılığın özelliklerini disiplinlerarası bir tutumla ortaya koyan yazar bu başvuru kitabını verdiği derslerin ve konferansların ekseninde tasarlamıştır.





Deniz Göründü (2022, Deneme)
Yazarın 1990 yılından beri tuttuğu notların ürünü olan bu kitap, şehirler hakkındaki denemelerin, kent kavramanın düşürdürdüklerinin bir sonucu olarak tasarlanmıştır. İki bölümden oluşur: Birinci bölümde şehir, ev, yol gibi kavramlar üzerinden yazılan denemleler vardır. İkinci bölümde ise alfabetik olarak pek çok şehir yahut yerleşim yeri anlamlı bir derinlikle ve sağlam bir belagatle ele alınmaktadır.






Zaman Yeli Kapadokya Dörtlüsü I (1995, Roman)
Kapadokya’da Moğol işgal yıllarındaki destansı yaşamları konu edinir. Koca insan yığınları içinde akıl dolu bir yalnızlığın ironik hikayesidir. Bu roman karamsar olmasa da, iyimser de değildir; ütopyayı geçmişin bir olanağı gibi değerlendirir. "Tersine ütopya" kavramı, bu kitaptan sonra ortaya atılmış bir önermedir.



Güvercine Ağıt Kapadokya Dörtlüsü II (1999, Roman)
Büyük bir yaz yağmurunun ardından, bulutların ardından çıkan ayışığı Anadolu’nun beş ayrı yerinden görünür. Bu, aynı gece içinde yaşanan birbirinden farklı olayların anlatılması içindir ve bu beş kişinin yolu bir şekilde kesişir. Güvercine Ağıt, Kapadokya dünyasının heterodoks yapısı içindeki kişisel yaşamların hikâyesidir. Bu romandaki pek çok karakter, edebiyatımıza konu bile olmamış başka hayatların insanlarıdır.
Yazarın Kapadokya temalı kitaplarının ikincisidir.




Kalenderiye Kapadokya Dörtlüsü III (2008, Roman)  NOTRE DAME DE SION EDEBİYAT ÖDÜLÜ 2009
Kapadokya ile ilgili olarak anlatılan romanların üçüncüsüdür; üç erkeğin hayatını anlatır. Bunların kesişim noktası “kalender” kavramıdır. Takvim, zaman gibi anlamları da içeren bu sözcük, İtalya manastırlarından Osmanlı vergi eminlerine varıncaya kadar geniş bir yelpazedeki olaylarla işlenir. Güçlü kadın karakterlerin dramı, büyük bir felsefi birikimin hayata indirilmiş açıklığı ve dilin o zamandaki şaşırtıcı kıvamı bu romanda bir aradadır. Kalenderiye, 2009 Dame de Sion Edebiyat Ödülü’nü almıştır.









Dönüyor Zaman Kapadokya Dörtlüsü IV (2024, Roman)  

Kapadokya Dörtlüsünün son romanıdır. Otuz yılda tamamlanan bir nehir romanın sonuncusudur. Bu dörtlüyü sırayla okumak gerekmez, her biri kendi içinde bir modül olarak tanımlanmıştır. Ancak sırayla okunursa daha ilginç keşifler yapma olasılığı da vardır.

Dönüyor Zaman, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş zamanı ile ilgili bir çağı görerek açılmaktadır. Asker kaçaklarını kovalayan ve cephe gerisinde doktorluk da yapan Kolağası Hakkı Bey’in etrafında düğümlenen çok aşamalı bir dönüşüme yer verir.

Dağlarda asker kaçağı olarak gezenleri, Rum ahaliyi, mübadeleyi, Yunan iç savaşını, köy enstitülerini, Kore savaşını, Demokrat Parti’nin ilk yıllarını ve Kapadokya kiliselerinde çalışan sanat tarihçilerini konu edinir. 

Dönüyor Zaman 1952 yılında yaşanan iki günü ve bunun yılların gerisindeki izdüşümleriyle ilgili bir olay örgüsüne yaslanır: Sözün acılı söylenişiyle, bugün artık tanımadığımız bir ülkeyi ve geçmişi anlatmaktadır. Orası hem biziz, hem değiliz. Zaman bir yel gibi gelip geçmiş ve her şeyi değiştirmiştir. 






Rüya Körü (2010, Roman)
Gürsel Korat, insanın "zaman"la ilişkisine bir kez daha parmak basıyor: "Gelecek zamanın bir bölümü şimdi bilinse ne olurdu?" sorusuyla vücut bulan roman, aşk, tutku ve bağlılık gibi kavramları alt üst eden "iktidar" kavramına tutku dolu bir heyecanla eğiliyor. Bizans'tan Selçuklu'ya bakmak gibi ilginç bir özelliği olan, derinlikli, karmaşık ama zevkli, görkemli ama sade bir roman. Bir İstanbul romanı.



Yine Doğdu Tanyıldızı (2014,Roman )  ANKARA ÜNİVERSİTESİ ROMAN ÖDÜLÜ 2015
Modernlik öncesinde öykü yalnızca anlatılırdı. Modernlikle birlikte yazar, hem anlatanı hem de yazanı kendi bünyesinde toplayan ilk kişidir. Yine Doğdu Tan Yıldızı, bu ayrımın farkına vararak açılış yapar: Anlatan ve Yazan farklıdır. Burada görsel teknikleri kullanmaya yarayan bir sesleniş formuna varır yazar. "Yazının görselleşmesi" dediği şeyin laboratuvarında dolaşırız: Yani yazar hem anlattığının hem de yazdığının farkındadır. Bir büyük üslup romanı.







Unutkan Ayna  (2016, Roman)  ORHAN KEMAL ROMAN ARMAĞANI 2017
12 Haziran 1915. Yozgat ve Kayseri'de çok canlar yanmış, köyler yok olmuş, Ermenilerin mahvına varan büyük olaylar çoktan doruğa çıkmış. Rumların ağırlıklı olarak yaşadığı Nevşehir'e de felaket yaklaşıyor. Fakat tuhaf bir şey oluyor, tehcir için gelen askerler bir şey arıyor. Müslüman, Rum ya da Ermeni demeden herkesin evi alt üst ediliyor. Bu durum 22 Haziran'da sona erecektir ama yaşamda başlangıç ve son diye bir şeyin olmadığı akıllarda yer edecektir.



Dalgın Dağlar (2017, Öykü)
Çizgili Sarı Defter (1996) ve Gölgenin Canı (2004) bir araya getirildi ve Dalgın Dağlar bu ikiliden oluştu. Yazarın şimdiye kadar yayımlanmış bütün öykülerine ulaşmak için iyi bir yol...






Taş Kapıdan Taçkapıya: Kapadokya (2003, Deneme İnceleme)
Kapadokya hakkında yazılmış en kapsamlı Türkçe özgün yapıttır. Bu kitapta çok sayıda çizim ve fotoğraf vardır. Neolitik çağdan Selçuklu da dahil geniş bir dönemin sanatsal birikimini açıklar, Kapadokya’yla ilgili pek çok gezginin ve araştırmacının çok iyi tanıdığı bu kitap, bölge tarihiyle ilgili en ciddi başvuru kaynağıdır.



Pofkuyruk (2013, Çocuk Öyküsü)
Eski masalların çocuklar için yararlı olmadığına inanan yazar, bir gün modern çağın masallarını yazanlara katılır ve kızına küçükken anlattığı öykülerden hareketle bir masal kurar: Yaramaz sincap bir gün kuyruğunu kaybeder de, başka hayvanlardan kuyruğunu isterse ne olur?


Bir Ayı Ne İster? (2016, Çocuk Öyküsü)
Ayı yavrusu Potuk'un bir derdi var: O servis otobüsünde cam kenarında oturmak istiyor. Bu konuda dertli olsa da bir gün çözüyor bu sorunu. Bunu nasıl yaptığı da kitapta yazılı. Şarkı sözleri bile var.        



Kunday, Gölgeler çağı (2017, Gençlik Romanı)
Olağanüstü güçleri olan şamanlar, Moğolların Anadolu'ya gelişi karşısında yaşamı koruyabilecek midir? Ölümsüz kahraman Hızır'ın bu hiçbir yerde söylenmemiş hikayesi, büyük bir macerayla, başlıyor!





Ayaşan, Kem Gözler Çağı (2021, Gençlik Romanı)
Kunday devam ediyor. Birinci maceranın sonunda Ayaşan babasının ve annesinin yanına döner ama Kunday'ın yaptığı bir hata yüzünden başı belaya girer. Kunday herkesi yanlışlıkla sorunlara sürükler ama bu zorluğun üstesinden gelinecektir. Ama nasıl?




                       
Yün Sultan ve Yedi İbiş (2019, Çocuk Öyküsü-9-11 Yaş)
Masalların yeniden yazılması gerektiğine bir örnek. Bir Pamuk prenses parodisi. Cinsiyetçi ve kötücül bakış açısının dışına çıkılarak, yeni değerlere göre düzenlenmiş bir masal.




Gözlüklü Karga (2021, Çocuk Öyküsü 7-9 Yaş)
Gözlükleri çalan kargalar ve arkadaşları öyle bir sürpriz hazırlarlar ki, bu hayvanları sevmeden duramayız. Gözlüklü Karga Özge Tığlı Taşlı'nın çok güzel resimleriyle çocuklarımıza benzersiz bir öykü anlatıyor. 



Ay Şarkısı (2018, Roman)
1998'de ilk baskısı yapılan bu roman yazarın gerçekte ilk romanıdır. Yirmi yıl sonra Gürsel Korat, kitabın asıl eksenine bağlı kalarak bu kitabı yeniden yazdı. Roman, 12 Eylül koşullarında cezaevinde yaşanan olaylara ekseninde 1968- ve 1978 kuşağının ortak hikayesini ele alır. 


                                                               



Kristal Bahçe (Deneme, 2003)
Edebiyat üstüne denemelerden oluşan bu kitap edebiyat meraklılarının çok ilgisini çekmiştir. Genişletilmiş yeni baskısı 2002 yılında yapılmış ve Everest'teki yerini almıştır. Bu denemeler edebiyat hayatımız hakkında yazarın çok yerinde saptamaları ile çok beğenilen, aranan bir denemeler toplamıdır. Genişletilmiş basımla birlikte kitap neredeyse iki katına çıktığı için içeriğiyle merak uyandırdığı söylenebilir.




Sokakların Ölümü (İnceleme 1996)
Şehirler, sokaklar ve kentler üzerine yazılmış erken bir uyarı niteliğinde olan bu kitap, yaşadığımız bugünkü kent felaketlerini, mimarlığın ideolojik boyutlarını, kentliliğin anlamlarını yirmi beş yıl öncesinden haber veren bir niteliktedir. Yeni baskısı 2023 yılında yapılacaktır. 






Dil, Edebiyat ve İletişim (2008)
İletişim ve Edebiyat konusuyla bağlantılı olarak, dilin ve anlatım olanaklarının değişmesiyle ve söylemlerle ilgili bir inceleme. Gözden geçirilmiş baskısı 2022 yılında yeniden yapılmış ve Everest raflarındaki yerini almıştır.

0 yorum: