Yazıyla geçen bir gününüzü nasıl programlarsınız?
Bunu tam olarak bilmiyorum. Program yapamam. Standardım yok.
Yazı benim efendim değildir ama ben yine de kölelik etmeyi severim. Yani
zamanın nasıl
kullanılacağını yazı yazdığım zamanlarda bilemem. Ya vücudum
isyan eder, ya da o aşamada yazacak bir şey kalmadığına ikna olur, günü
tamamlarım.
Çalışırken olmazsa olmaz ritüelleriniz var mı? Varsa nelerdir?
Çay ve kahve içerim.
Müzik dinleyerek çalışabilir misiniz? En çok ne dinlersiniz?
Bazen. Klasik müzik önceliğimdir. Schubert, Brahms, Mozart ve
Beethoven olmazsa olmazlarımdır. Jazz ve rock sonra gelir.
Çalışmaya kâğıt kalemle mi başlarsınız yoksa bilgisayarda mı
yazıyorsunuz?
Defterlere not alır, biriktirir, sonra çalışmaya başlarım. Not
aldığım defterleri unuttuğum çok olur.
İlham gerçekte var mı? Varsa sizinki nasıl geliyor?
İlhamı tavuskusuna benzeten Mayakovskiden yanayım. lham eğer
bütün izlenimler, esinler ve bilgiler arasında estetik bir bağ kurmaksa,
vardır. Başka türlü tanımlanıyorsa bu, “bilmiyor ama söylüyor” zırvalığına
varır. Daha ileri gideyim, ilham o durumda gölge unutulmuş bir mandadır.
Bir fikrin iyi olup olmadığını nasıl anlarsınız?
Benzersizliğinden.
Dönüp dönüp okuduğunuz şairler yazarlar kimler?
Nazım, Cemal Süreya, İlhan Berk, Turgut Uyar ve Edip Cansever;
şairlerimdir.
Tolstoy, Çehov, Dostoyevski, Proust, Balzac, Zola ve Borges;
yazarlarımdır.
En sevdiğiniz öykü/öyküler/öykücüler hangisi?
Gogol’ün “Palto”sunu saymadan başlamak olmaz. Aklıma ilk gelen
sevdiğim öyküler dizisi şöyle: Dino Buzzati: Colombre, Çuniçiro Tanizaki:
Sazende Şunkin, Poe: Maelström’e Düşüş, Sartre: Duvar, Osman Şahin: Beyaz Öküz,
Ethem Baran: Evlerimiz Poyraza Bakar ve Cemil Kavukçu: WLO Üyesi. Ayrıca yazar
olarak H.G. Wells, Cozette, Hawthorne, Henry James, Agotha Kristoff ve Borges
ilham vericidirler.
Şu an ne okuyorsunuz?
Meville: Veranda Öyküleri.
29 Nisan 2017, Eda Yavaş
0 yorum:
Yorum Gönder