
Senaryosu Gürsel Korat tarafından yazılan ve EZOP tarafından anlatılan Yedi Kocalı Hürmüz'ün çekimleri tamamlandı.
Ağustos ortalarında basın tanıtımı yapılan filmin çekimleri yaklaşık yirmi gün sürdü.
Gürsel Korat'ın Basın Açıklaması:
Sadık Şendil bir röportajında Hürmüz’ün geleneksel bir öykü olmadığını belirtmektedir. Müjdat Gezen’in tanıklığına göre de, 1963 tarihli film versiyonu tarihi dekorlar önünde değil, dönemin İstanbul’unda çekilmiştir.
Şendil, oyununun geleneksel tiyatrodan çok vodvile yakın olduğunu düşünmüştür. Ortaoyunu akla getirildiğinde bu durum tartışmasız böyledir. Fakat bugünkü bakış açısından değerlendirildiğinde Yedi Kocalı Hürmüz’ün elden geçirilmesi gerektiği görülebiliyordu. Oyunu sinemaya uyarlarken her ne kadar günümüz izleyicisinin algı düzenini hesaba katsam da, gelenekten kopmamaya özen gösterdim . Tutturduğum yol “geleneksel” olmayan fakat “gelenekten beslenen" bir nitelik taşımalıydı. Senaryonun masalla açılıp masalla kapanan bir çember içinde dönmesinin nedeni budur. Bu masalsılık içinde Ezel Akay’la ilk baştan beri dekor, kostüm ve oyuncu eyleminde bir farklılık olması gerektiğini kurguladığımız için şu yenilikleri yaptım:
1) Kadın argosu ve erkek argosunu birbirinden ayırıp kadınlar lehine bir dünya kurdum. Bu filmde kadınlar çok güçlü, çok incelikli cinsel espriler yaparken, erkek argosu incelikten yoksun oluşuyla gülünçtür.
2) Senaryoda, ilk defa yaratılmış çok sayıda kahraman vardır. Bu haliyle senaryo bir “uyarlama” olmanın ötesine geçerek “yeniden yazma” şeklini almıştır. Senaryonun yeni kişileri şunlardır: Kuşçu Cebrail –ki tümüyle Haluk Bilginer düşünülerek yazıldı- İhtiyarlar topluluğu ve Günther Paşa. Bunun dışında tüm diğer karakterler yeni bağlama oturtularak, biçimlendirildi. Safinaz gençleşti, Havva ataklaştı, Kadı, doktor, ve berber çok belirgin hale geldi.
3) Konuşmalarda mümkün olduğu kadar dönem dilinin gereklerine uyuldu.