Yaşadığı
dönemde Justinianos’u öven resmi tarihçi Prokopius’un çekici yanı, övdüğü
adamın tarihini başka bir biçimde gizli gizli yazmasıdır. Bu gizli tarih
yazıcılığında bir husumet yoksa, insan okuduklarından dehşete düşer.
Bizans İmparatoru
Justinianos’un nasıl bir para düşkünü, sefih; karısı Teodora’nın da nasıl
bayağı bir kadın olduğunu öğrenmek, onları sağlıklarında yücelten resmi tarihçinin
yazdığı bir şeyse bu çok dikkate değer bir şeydir.
Çünkü sözü edilen kişi
İstanbul’daki iki Ayia Sofiya’yı da yaptıran, çağların en ünlü
imparatorlarından biridir. Bu sayede resmi tarih denen şeyin baskıcı güçler
tarafından nasıl yazdırıldığına birinci elden tanık oluruz: Anlarız ki,
olaylar, resmi tarihçi olarak yazı yazdırılan bir kişi için bile tiksinti
verici ve katlanılmaz hale gelebilir.
Charles Dickens’in İki
Şehrin Hikayesi’deki meyhaneci kadın gibi, tarihte sürekli olarak olayların
gerçek tutanaklarını tutan birileri seyrek de olsa çıkar. Bu teselli ikramiyesi, gerçeğe susayanlar
için yeterli olmayabilir fakat yine de karine oluşturur; değersiz sayılamaz.
0 yorum:
Yorum Gönder