Üçüncü Dünyacılık Canıma Tak Etti


Oryantalistler doğuluların hiçbir zaman batılı gibi düşünmeyeceğini öne sürerek yalnız hayali bir doğu değil, hayali bir batı da yaratmışlardı. Durum böyle olunca “Doğucu” diyebileceğimiz insan tipi doğmakta gecikmedi ve oryantalistin (“Batıcının” da diyebilirdik) tanımına uyarak batılılar gibi roman yazmadı, film çekmedi ve resim yapmadı. Bu kibir kumkuması insan tipi, “Batılı” olanla “Batıcı” olanı ayıramadı ve tam da o beyaz adamın umduğu şeyi fazlasıyla yaptı: Olayları uhrevi, iç yolculuk gerektiren, duygusal, erkeksi, masaldan ayrılmayan, ergen maceracılara benzeyen yönden kavradı; bilgileri sezgisel yoldan dile getirmekle yetinmeyip, bunu kendinin propaganda yolu olarak da benimsedi. Böylece rasyonel olanaklarla kavranacak dünya, doğuculuk tarafından yalnızca Batı’ya ait bir alan olarak dışlaştırıldı, “nesnel dil”, “karakterlere mesafe”, “bilimsel merak” yahut “dünyevi hukuk” batılının işi oldu.

Yazının devamı K24'te okunabilir. Link:

http://t24.com.tr/k24/yazi/ucuncudunyacilik,457

0 yorum: